Sağlık

Tümör ameliyatı Hastanın göğsünden 1 kiloluk kitle çıktı

İzmir Medical Park Hastanesinde 2,5 milyonda bir görülen nadir mediastinal anterior liposarkom tanısı konulan hastanın göğsünden 1,1 kiloluk dev tümör çıkarıldı

Abone Ol

İzmir’de Nadir Görülen Tümör Ameliyatla Alındı

Hastanın göğüs boşluğundan 22 santimetrelik kitle çıkarıldı

İzmir Medical Park Hastanesi’nde gerçekleştirilen başarılı bir operasyonla, tıpta yaklaşık 2,5 milyonda bir görülen “mediastinal anterior liposarkom” tanısı konulan 32 yaşındaki Ahmet Arslan, sağlığına kavuştu.
Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Gürhan Öz ve ekibi tarafından yapılan ameliyatta, hastanın göğüs boşluğundan 22 santimetre boyutunda ve 1,1 kilogram ağırlığında dev bir kitle çıkarıldı.

4 Aydır Nefes Darlığı Şikâyeti Vardı

Prof. Dr. Gürhan Öz, hastalarının yaklaşık 4 aydır nefes darlığı, öksürük ve göğüs ağrısı şikâyetleriyle başvurduğunu belirterek şu bilgileri paylaştı:

“Yapılan tetkiklerde kalp ve büyük damarlara çok yakın, kalp zarını tutmuş, 22 cm büyüklüğünde dev bir kitle tespit ettik. Bu, gördüğüm en büyük mediastinal anterior tümördü.”

Hastanın daha önce sol akciğerinden ameliyat geçirdiğini, ardından radyoterapi ve kemoterapi aldığını da ifade eden Öz, bu tür tümörlerin son derece nadir görüldüğünü vurguladı.

2,5 Milyonda Bir Görülüyor

Prof. Dr. Öz, mediastinal anterior liposarkomun tıpta oldukça nadir karşılaşılan bir tümör tipi olduğunu belirtti:

“Bu hastalık, yaklaşık 2,5 milyonda bir görülen vakalardan biridir. Hastamız daha önce farklı merkezlere başvurmuş, ancak ameliyatın riskli olduğu söylenmişti. Biz gerekli tüm değerlendirmeleri yaptıktan sonra cerrahi müdahalenin mümkün olduğuna karar verdik.”

Tek Tedavi Yolu Cerrahi Müdahale

Uzmanlar, liposarkom vakalarında cerrahinin öncelikli ve tek etkili tedavi yöntemi olduğunu belirtiyor. Prof. Dr. Öz, bu tür tümörlerin ilaç veya radyoterapiye dirençli olduğunu hatırlatarak şöyle konuştu:

“Eğer semptom oluşturmuş ve evresi uygunsa tek çözüm cerrahidir. Biz de hastamızı detaylı biçimde değerlendirerek kısa sürede ameliyat kararı aldık.”

Kalp Zarıyla Birlikte Çıkarıldı

Tüm tetkiklerin yaklaşık bir hafta içinde tamamlandığını ve operasyonun başarıyla gerçekleştirildiğini belirten Öz, operasyonun detaylarını şöyle aktardı:

“Tümör, kalp üzerine oturmuş ve kalp zarını tutmuştu. Bu nedenle kalp zarıyla birlikte çıkarılması gerekiyordu. Ameliyat sonrasında hastamız kısa sürede toparladı ve birkaç gün içinde taburcu edildi.”

Zor Ameliyat Başarıyla Tamamlandı

Prof. Dr. Gürhan Öz, bu operasyonun hem riskleri hem de büyüklüğü bakımından oldukça dikkat çekici olduğunu söyledi:

“Bu vaka, zorluk derecesi ve riskleri açısından önemliydi. Hastamız artık nefes darlığı, göğüs sıkışması ve öksürük şikayetlerinden tamamen kurtuldu. Ameliyat, yaşam süresini uzatan ve yaşam kalitesini artıran bir sonuç sağladı.”

Hastanın Yaşadığı Süreç

Operasyon geçiren Ahmet Arslan, yaşadığı süreci şu sözlerle anlattı:

“İlk olarak geçmeyen bir kuru öksürükle başladım. Filmlerde büyük bir kitle tespit edildi ve ameliyat oldum. Takiplerimde iki sene sonra tekrar nüksetti. Üçüncü kez aynı şikâyetler ortaya çıkınca Medical Park’a geldim.”

Yaklaşık 1,5 ay önce üçüncü kez ameliyat edilen Arslan, operasyonun ardından tamamen sağlığına kavuştuğunu belirtti.

“Ameliyattan 5 gün sonra taburcu oldum. Şu an gayet iyiyim. Nefes aldıkça göğsümde baskı hissediyordum, ağrılarım oluyordu, hepsi geçti. Tümörün fotoğrafını görünce çok şaşırdım. Hocamız tek parça halinde çıkardı, Allah razı olsun.”

Tıp Dünyasında Dikkat Çeken Başarı

Medical Park İzmir Hastanesi’nde gerçekleştirilen bu operasyon, hem cerrahi beceri hem de erken teşhisin önemini bir kez daha gözler önüne serdi.
Uzmanlara göre bu tür vakalarda erken tanı, cerrahi planlamanın başarısında kritik rol oynuyor.
Hastane yönetimi, benzer nadir vakalarda da disiplinler arası yaklaşımın sürdürüleceğini ve ileri cerrahi uygulamaların geliştirileceğini bildirdi.

Sonuç olarak, İzmir Medical Park Hastanesi’nde yapılan operasyon, nadir görülen bir tümör vakasının başarıyla tedavi edilmesi açısından tıp camiasında önemli bir örnek oluşturdu.
32 yaşındaki hastanın sağlığına kavuşması, hem cerrahi ekibin başarısını hem de modern tıbbın geldiği noktayı ortaya koydu.